RP Puanlama

Bulunduğunuz sınıftan daha üst sınıflara geçmek için haftada bir yapılacak olan Sınıf Yükselme Sınavları'na katılmalısınız. Rpnizi bırakırken lütfen aşağıdaki forma uygun bırakın.

• İsim/Soyisim:
  
• Karakterin Özellikleri:
  
• Rp:
  

Buraya bırakacağınız rp, yetkili biri tarafından okunup puanlanacak. Puan yöntemimiz;

• Betimleme: 35
  
• Akıcılık/Uzunluk: 25
  
• Kurgu: 25
  
• Görünüm: 5
  
• Yazım Kuralları: 10
  

Toplam: 100


100 üzerinden alacağınız puana göre kendinize bir sınıf seçebileceksiniz.

Proleter Sınıfındakiler;
0-10: Bulunduğu sınıfta kalacak.
11-20: Burjuva sınıfını seçebilecek.
21-40: Burjuva ve Ordu sınıflarından birini seçebilecek.
41-60: Burjuva, Ordu ve Saray Halkı sınıflarından birini seçebilecek.
61-80: Burjuva, Ordu, Saray Halkı ve Din Adamları sınıflarından birini seçebilecek.
81-100: Burjuva, Ordu, Saray Halkı, Din Adamları ve Soylular sınıflarından birini seçebilecek.


Burjuva sınıfı;
40 puanı geçerseniz, Ordu veya Saray Halkı sınıflarına geçmeye hak kazanırsınız.


Diğer sınıflar;
50 puanı geçtiğiniz takdirde bulunduğunuz sınıfın bir üst basamağına geçmeye hak kazanırsınız. Zaten sınıfınızın en üst basamağındaysanız; sitede bir ay boyunca aktif olarak rp yaptıktan sonra istediğiniz ülkenin Kraliyet Ailesinde boşluk varsa oraya geçmeye hak kazanırsınız.

Adı Soyadı : Aleron Matthieu Leroy
Karakter Özellikleri : Duygusal, cesur, fedakar, sadık.
Rp :

Rüzgar vardı. Havayı kaplayan bulutlar siyaha boyanmışçasına üzerimizde dolanıyordu. Buhar yoğunlaşmayı bekliyor gibiydi. Karşımızda duran dağlara baktım.Gökyüzüne doğru uzanan dağlar yeşil yaprakları olan ağaçlarla kaplanmıştı. Ağaçlar ihtiyar bir adam gibi eğiliyordu. Dümdüz bir arazi üzerine konumlanmış beş yüz bin kişilik bir ordu vardı. En önde bulunan Kral Leroy, yani babam, düşünceliydi. Kendisi oldukça onurlu, dürüst ve geçmişine sahip çıkan biriydi.Uzun boyluydu. Üzerinde Fransa kraliyet armasının bulunduğu sağlam çelikten yapılma parlak bir zırh vardı. Beyaz saçları ve kıvrıklaşan sakalı tüm yüzünü kaplamıştı. Hafif kemerli burnu, engin denizler kadar mavi gözleri ve ince dudakları vardı. Yüzündeki garip şekli biliyordum. Aklında kurduğu kurguların ne olduğunu merak ediyordum. Yorulduğum için attan inip iki-üç santimlik çimlerin üzerine oturdum. Zırhımın içinde rahat değildim.

Bir kaç dakika olmuştu ki babamın sert ve kararlı sesini duydum ;
"Herkesin dikkatli olmasını istiyorum. Aptalca şeyler yapmayın. Her an atağa kalkabiliriz. Tanrı yardımcınız olsun."

Bu kısa fakat anlamlı konuşmanın ardından süt beyazı atıma atladım. İçimde hafif bir korku olmadığını söylersem yalan söylemiş olurdum. Karşımızda İsviçre ordusu vardı. Bizden fazla gibiydiler. Herşey birden bire oldu. Karşı taraf öne atılınca hiç durmadan ileri atıldık. Parlak kılıcımı oyma şekilleri bulunan kınından şimşek hızıyla çektim. O anda yağmur çiselemeye başladı. Bu işimizi kolaylaştırmayacaktı. Atların toynaklarından çıkan sesler etrafı kaplamıştı. Çok yaklaşmıştık.

Yardımcım Jean'a dönüp ;"Tanrı yardımcın olsun Jean. Dikkatli ol." dedim.

İşte başlamıştık. Kılıcımı öne savurup dövüşmeye başladım. Savurduğum ilk darbe boşa gitmişti. Hemen ardından bana doğru gelen bir kılıçtan eğilerek kurtuldum. Sıkıca kavradığım kılıcımı bir kez daha savurdum. Bu sefer hedefi bulduğuna eminim. Karşımdaki İsviçreli süvari doğrudan yere düşmüştü. Atı şahlanarak başında beklemeye başladı. Arkamı dönüp gözlerimle etrafı taradım. Aklım babamdaydı. Ona güvenmediğimden değil. Ona güvenim tamdı fakat o eskisi gibi değildi. Yaşlıydı.

Hemen önüme dönüp kendimi savaşa odakladım. Her taraftan kulağıma çarpan kılıç sesleri ve bağırışmalar... Yemyeşil çimlerin üzeri kanlarla kaplıydı. Bu bir vahşet olarak görülebilirdi. Ancak ülkeniz sizin onurunuzdur. Onu korumak için savaşmalısınız. Öne atılıp arkası dönük duran İsviçrelinin omzunu parçaladım. Sayıları giderek düşüyor muydu? Sanırım. Atımın dönmesi için gemini sağa doğru çektim. Döner dönmez yere kapaklandım. Yağmurun ıslattığı çimler kaygandı. Bir küfür sallayıp atıma tekrar atlamak isterken kafama bir darbe aldım. Tekrar yere düşmüştüm. Kılıcım iki metre ötede ıslak çimlerin üzerinde yatıyordu. Kılıcımın üzerinde damlacıklar vardı.
İsviçreli süvari bana yaklaşıyordu.

"Fallen Scheiße gallisch !"

Ne dediğini bilmiyordum. Fakat aptal İsviçrelinin arkasında duran Jean'dan haberi yok gibiydi. Ona bakarken Jean kılıcını ona savurdu. Hemen bana doğru koşmaya başladı.

Bana bakıp ;"Efendim. Ordunun başına geçmelisiniz hemen."
Ona şaşkınlıkla bakıp;
"Ne ? Neler oluyor ? Sen deli misin ? Babam zaten ordunun başında !"
"Efendim. Çok üzgünüz."
"Ne ?! Ne oldu ?!"
"Efendim. Aziz Kral Leroy'u kaybettik."

İşte o an yere çöktüm. Ellerimi kaskıma götürüp onu çıkarttım. Artık hiçbir şey umrumda değildi. Dünya durmuş, zaman durmuş gibiydi...Ayağa zor da olsa kalktım. Çimlerin üzerinden kılıcımı aldım. Atıma atladım Jean'a döndüm ve emri verdim ;
"Saldırın! Tüm gücünüzle!"

Gözlerimle etrafı taradım. Yaklaşık beş yüz kişi kalmışlardı. Biz yedi yüz kişi kadardık. Ordu son defa ileri atıldı. Yağan yoğun yağmurun altında ilerledik. Yarım saat kadar zorlu bir şekilde dövüştük. En sonunda savaşın galibi belli oluyordu. Onlar kaybetmişti. Geri çekiliyorlardı. Bir kaçı hariç diğerleri geriliyordu. Sonunda onlar da geriye doğru kaçışmaya başladı. Ordu heyecanla bağırmaya başladı. "Victoire !!!"

Yorgundum. Vücudumun her tarafı suydu. Atımdan indim. Olduğum yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Bu ıslaklıkla kimse fark etmezdi göz yaşlarımı. Savaşı kazanmıştım. Ne fark eder. Onu kaybetmiştim...

Öncelikle rpnizi kendi adınız altında bir başlığa yazmanız daha uygun olurdu. Lütfen bir daha buraya yazmayın.

Betimleme: Betimlemeleriniz gayet güzeldi. Savaş yerini ayrıntılarıyla zihnimde canlandırabildim. Sadece bazı yerlerde çok fazla olay yoğunluğu olmuş, önemli olaylar çok çabuk geçiştirilmiş, aralara birkaç betimleme koyabilirdiniz. Söyleyecek pek fazla bir şey yok. 34/35

Akıcılık/Uzunluk: Rp'nizin uzunluğu tam olması gereken kadar. Biraz daha uzun veya kısa olsa bütünlük bozulabilirdi. Tebrik ediyorum.
Aynı şekide; akıcılığı da güzeldi. Takılmadan okumak fazlasıyla mümkün. Fakat bazı yerlerde aynı kelimelerin üst üste kullanılması biraz amatörlük ortaya çıkarmış. Bunu aşacağınızdan eminim. 23/25

Kurgu: Kurgunuzun biraz klasik olduğunu söylemeliyim. Yani bir savaş rpsi kurgulanan stratejilerle ilginç hale getirebilirdi. Casuslar, düşmanı kıstırmaya çalışan şövalyeler, sürekli el değiştiren dağlar bu rpyi mükemmel hale getirebilirdi. 15/25

Görünüm: Görünümde herhangi bir sıkıntı yok. Düzgün bir şekilde paragraflara ayırmışsınız, renkleri güzel seçmişsiniz. Göz yormayan bir düzen olmuş. 5/5

Yazım Kuralları: İmlanızda pek çok hataya rastladım. "Bir kaç" şeklinde kullanmışsınız. Birleşik yazılmalıydı. Aynı şekilde "her şey"; ayrı yazılmalıydı. Ayrıca bazı yerlerde noktalama işaretlerinden önce bir karakter boşluk bırakmışsınız. Bazı yerlerde ise hiç boşluk bırakmamışsınız. Boşluk, noktalama işaretlerinden sonra bırakılmalı. 5/10

Toplam: 82

Burjuva, Ordu, Saray Halkı, Din Adamları ve Soylular sınıflarından birini seçebilirsiniz.