Betrayal Of God
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Betrayal Of God

İlk Türkçe Ortaçağ Rol Oyunu sitesine hoşgeldiniz. :)
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Bella Kristen Hudgens

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Kristen Bella Hudgens
Proleter
Proleter



Rp Partneri : Aranıyor
Mesaj Sayısı : 2
Yaş : 29
Lakap : Cerry
Cinsiyet : Kadın

Bella Kristen Hudgens Empty
MesajKonu: Bella Kristen Hudgens   Bella Kristen Hudgens EmptySalı Ağus. 03, 2010 10:34 am

# İsim/Soyisim:Bella Kristen Hudgens

# Karakterin Özellikleri:Duygusal,Sakar,Romantik,Atılgan

# Rp:
Gün yeni ağarmış güneş yeni bir güne merhaba
demişti.Eva yatağından huzursuzca kalkıp pembe pofuduk terliklerini giydi.Yüzü
şiş ve asıktı.Herhalde sabahın bu saatinde kalkmak onu
sinirlendirmişti.Terliklerini sürüye sürüye banyoya girerken kapının yanında
asılı olan nota gözü takıldı.Beyaz bir kağıda mavi bir kalemle yazılmış küçük
bir not parçasıydı anlaşılan bu.Banyoya girip yüzünü yıkamaktan vazgeçip notun
bulunduğu kapıya doğru yöneldi.

Yarın saat
8.00'de üç süpürgede buluşalım.Seni çok özledim.



Kağıdı eline alıp uzun bir süre
ona baktı.Demek Charlie yaşıyordu demek hala ölmemişti.Ve Eva'nın bundan haberi
yoktu.Acaba ne kadardır saklanıyordu? Ne kadar kaçmıştı?!? Ne zaman
yakalanmıştı? Ve yine ne zaman kaçmıştı?!?Kafası aldığı bu notla karman çurman
olurken hala elinde tuttuğu kağıdı buruşturup yere attı.Yüzünü buruşturup tekrar
kağıda baktı.Pembe terliklerini sürüyerek değiştirdiği yola yani banyoya
girdi.Aynaya bakmaksızın elini yüzünü yıkadı.Yanında duran mavi havluya yüzünü
silip başını kaldırdı.Aynada ne görüyordu? Kesinlikle sinirli bir yüz.Mavi
gözlerin içine birkaç yaş damlası birikmiş.Söylenecek bir sözde hemen aşağı
kayabilirler.Dalgalı saçlar sanki ruh halini yansıtıyor.Ama aynada görünmeyen
bir şey var ; Acıyan ve birine karşı kesinlikle nefret eden bir kalp...Aynaya
düşmanca bir bakış atıp terliklerini sürtmeden banyodan
çıktı.


Bugün yapmak istediği tek şey o lanet olası Charlie'yi
bulup öldürmekti.Sinirli olduğunu belli eden adımlarla dolabının önüne
geçti.Dolabın yer yer çatlamış olan ve gayet eski görünen kapakları çarparak
açtı.Kıyafetlerin bulunduğu rafların önüne doğru eğildi.Bir kotu yırtıcakmış
gibi aldı ve hemen onun üzerinde duran siyah t-shirt'ü..Kapağın kapaklarını
kıracakmış gibi tekrar kapattı.Aceleyle üzerini giydi.Ayakkabılarınıda giyip
odadan çıkarken aklında gelen soruyla yer bir oldu.


Eva
Charlie'nin öldüğünü tahmin etmeye başlar başlamaz kaldığı yeri
değiştirmişti.İzini kaybettirip şuan ki oturduğu yere taşınmıştı.Kaldığı eve
oldukça küçük ve sıradan bir evdi.Kapıdan girilince hemen yanda evin boyutlarına
uygun bir banyo.Onun yanında yine küçük bir salon onunda karşısında küçük ama
işini gören bir mutfak.Charlie evini nasıl bulmuştu? Eğer o bulduysa izini
kaybettiremediği ortaya gün ışığı gibi çıkıyordu.Belkide peşinde adamlar bile
vardı ama Eva koca bir salak gibi bunun farkına varmamıştı.


Nereye
gideğini bilmeden çıktığı yolda tedirginlik içinde yürümeye başladı.Mavi gözleri
Charlie'yi kaybettiğini düşündüğü ilk günkü gibi olmuştu.Narin ellerini
saçlarına doğru götürdü hafif bir çekidüzen vermeye çalıştı. Ne kadar başarılı
olduğunu bilmeden yürümeye devam etti. Yarın saat 8.00' de üç süpürgede.Üç
süpürge bir kaçak için fazla basit değil miydi? Belkide artık Char kaçmıyordu.
Tabiki Eva'nın bunlardan haberi yoktu ki. Sabah yerini öğlene bırakırken Eva
Çatlak Kazan'daydı.Öğlen yerini akşama bırakırken ise çaresizce
evde.


Pembe pijamalarını giymiş yatağına uzanmış küçük evini
ışıklarını kapatmıştı. Bu akşam bir Muggle'ı çekmek yapmak istediği son şey
olurdu herhalde. Yatağına uzanmış mavi gözlerini kapatmıştı. Düşünceli gözler
kapalıydılar şimdi. Yarın sabahı nasıl getireceğini düşünüyor bir cevaba
varamıyor, boğuluyor , çareyi iri gözyaşlarını zorla tutmakta
buluyordu.


-Eva sen aptalsın...
Dedi kendini uykunun o sıcak kollarına bırakırken.Ertesi
sabah saat 7.00'de programlanmış gibi kalktı. Char'ın onu en tatlı bulduğunu
söylediği bir elbiseyi geçirken ne kaybedeceğini anlasın diyordu.Bu sefer ondan
kesinlikle ayrılacaktı. Bu kadar acı çektirmeye hakkı yoktu.Tam vaktinde üç
süpürgeye gitti.


Korkuyordu nasıl davranacağından korkuyordu.Kapıyı hafifçe
araladı.Derin bir nefes çekerek içeriye girdi. İşte oradaydı sarı saçları, mavi
gözleri ve elinde Eva'nın sevdiği bir demet kırmızı gülle... Onu bir demet
çiçekle mi kandıracağını sanıyordu? Yoo Char bu kadar aptal olamazdı. Gözleri
duygusuz, soğuk adımlarla masaya yürüdü.


-Ahh ne var Char?!? Ölmediğini söylemeye mi geldin?!? Yokluğuna
alışmıştım... Dertsiz, tasasız, tek kelimeyle mükemmel günlerdi Charlie?!? Fazla
zamanım yok... Sen ne söyleyeceksen çabuk söyle!!!


Bu cümlelerin hepsini onun canını acıtmak için söylüyordu.Gerçi
onun canını acıttığı kadar hiçbir şey ona acı veremezdi.Char duydukları
karşısında afallamış gibiydi. Birkaç saniye Eva'nın yüzüne baktı. Eva gözlerini
lanet olası Char'dan kaçırarak başka yöne çevirdi.


- Birşey bilmiyorsun Eva. Hemde hiçbir
şey.


Hadi yaa gerçekten mi? Demek ki onu
habersiz bıraktığının farkındaydı. Ona gerçekten neden kızdığının farkında değil
miydi? Yoksa hiçbir şeyi bilmiormuş numarası mı yapıyordu? Her ikisinde biriydi
işte. Ama Char bunu savunma olarak kullanıyordu.Eva'da birkaç saniye onun
suratına baktı. Ama soğuk ve öfkeli bir şekilde.


- Sahi mi? Sana neden kızgın olduğu mu azıcıkta olsa düşünsene Char?
Ya da dur dur sen zahmet etme ben söyleyeyim Haber verme gereği bile duymadığn
için!!! Yeterince açık mı? 1 Yıl tam 1 yıl senin öldüğünü düşünerek geçirdim
Char... Merak ediorum hiç düşündün mü? Eva nasıldır? Zorda olsa bir haber
yollasam? Ama sen düşünmezsin.. Sen kendinden başka kimseyi düşünmezsin...
Sen... Sen bencilin tekisin..!


Gözlerinde birkaç yaş damlası birikmişti yine... Zorla sandalyeye
tutundu bir an bayılacak gibi olmuştu. Bunları söylemek ona bile acı veriyordu.
Ama Char sanki dünya onun etrafında dönüyormuş gibi davranıyordu. Char
şaşırmıştı gerçekten nedeni bilmiyordu demek ki..


-Bbeen haber vermeye çalışttımm Evaaa amaa sanaa
ulaşaamadım...Seen taşınnmıştın...


Mavi
gözlerini yere dikerek konuşuyordu şimdi belli ki Eva'nın yüzüne bile bakmaya
cesaret edemiyordu. Gerçekten mi üzülmüş müydü? Acı mı çekiyordu? Dünya tersine
bile dönse asla..!


-D-ddün onu notu
bıırakırken nasıl buldun Char?!?


Char
yere diktiği gözlerini kaldırarak konuşmaya başladı.Cevabından emin
gibiydi.


-Seni yaklaşık 3 ay önce
Çatlak Kazan'da görmüşler.Tam 3 ay izini sürdüm Lil...
Eva'yı yumuşatmaya çalıştığı zamanlar hep böyle söylerdi
zaten..

-Ama sen çok tedbirli
davranıyordun. Yakalamak, konuşmak çok zordu.


Eva'da gözlerini doğrudan onun gözlerine
dikti.


- 1 yıl acı çekmişken 3 ay nedir ki
Char?


Gözyaşlarını tutamayarak ağlamaya
başladı. Char sandalyesinden kalkmış yanına gelmişti.Kolunu onun omzuna atmıştı
ki Eva bir yılan misali tıslayarak bağırdı:"
Dokunma
bana!! Seni istemiyorum
!!"


Char geriye
çekilirken mahçup bir şekilde konuştu:"
Otur
lütfen..!" Eva...


Cevap vermeksizin
oturdu.Kendisini iyi hissetmiyordu.Ama Char tam gücünü toplamışken konuşmak
istiyordu:"
Bak Eva sözümü kesmeden dinle. Sonra
istersen git..! Arandığımı duydun değil mi? Ahh o lanet olası Tom'u ben
öldürmedim. Ama kim inanır ki? Birkaç Ölüm Yiyen peşime takıldı gördükleri yerde
beni öldürmek istediklerinden emindim. Biliyorsun onun en sıkı destekçisiydi.
Gerçi öldürmek isterdin o ayrı mesele. Öldürülüşüne tanık oldum ahh o Johhn onu
öldürdü. Bir düelloda..! Kazaydı... Ben ve Matt onların ikisine lanet
gönderirken bizden seken lanet Tom'u vurdu. Laneti kimin gönderdiğini anlıyorsun
değil mi? İşte öyle beni yakaladılarda duydunmuşsundur.Ama kaçtım o kaçıştan
sonra 1 yıl. Beni kimse bulamayınca öldürdük süsü verdiler. Böylece konu
kapandı
."

Sustu... Eva cevaptan tatmin olmuş
gibiydi.


-Ahh bu çiçekler senin
için.. .Ben seni hala seviyorum.Eğer sende seviyorsan barışalım eğer bitti
diyorsan sen bilirsin.


Eva sandalyesinde hızlıca kalkıp gidiyormuş görüntüsü vererek
Char'ın karşısına geçti.Char başı eğik olduğundan
görmüyordu.

-Heyyy dedi zorla gülümsereken :" Yoksa sen beni
mi sevmiyorsun
?"


Char şaşırmış ama ayağa
kalkmıştı.Eva'nın açık kollarını kendi boynuna sarıp konuştu:"
Böyle bir şey imkansız..!"


Her nekadar bir süre daha inkar edecek olsada mavi gözler
uzun zamandır böylesine içten gülüyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Celestine Oleander
İngiltere Kraliçesi
İngiltere Kraliçesi
Celestine Oleander


Rp Partneri : Andrew Oleander
Mesaj Sayısı : 93
Nerden : Londra
Cinsiyet : Kadın

Bella Kristen Hudgens Empty
MesajKonu: Geri: Bella Kristen Hudgens   Bella Kristen Hudgens EmptyC.tesi Ağus. 07, 2010 9:09 am

Betimleme: Betimlemeler fena değil. Ama geliştirilir ve uzatılırsa çok daha iyi hale gelir. 30/35

Akıcılık/Uzunluk: Ne yazık ki akıcılığın çok iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Örneğin o notu bulduğunda onun Charlie'ye ait olduğunu nasıl anladın? O kısım boşlukta. Uzunluk iyi. 16/25

Kurgu: Basit bir kurgu değil, üzerinde düşünüldüğü belli. 23/25

Görünüm: Sen de word'ün kurbanı oldun sanırım. 4/5

Yazım Kuralları: ''?!?'' böyle bir noktalama işaretimiz yok. Üç nokta sadece tamamlanmayan cümlelerin sonuna konulur ve şey kelimesi bütün diğer kelimelerden ayrı yazılır. 6/10

Toplam: 79

61-80: Burjuva, Ordu, Saray Halkı ve Din Adamları sınıflarından birini seçebilirsiniz. Seçtiğiniz sınıfın en altından başlarsınız. Yükselmek isterseniz yine buraya rp bırakmalısınız. İyi eğlenceler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://betrayalofgod.yetkin-forum.com
 
Bella Kristen Hudgens
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Betrayal Of God :: Bilgilendirme :: Sınıf Yükselme-
Buraya geçin: